Akşener, partisinin küme toplantısında yaptığı konuşmada, gündemi kıymetlendirdi.
“Bugünlerde AK Parti’nin üst seviye takımları, milletimize zirveden bakan o yakışıksız hallerini, insanımızı daima kutuplaştıran o kirli zihniyetlerini, teker teker dışa vurmaya devam ediyor.” diyen Akşener, AK Parti Küme Başkanvekili Hasret Güçlü’ye yönelik olarak, “Bir AK Parti milletvekili, üstelik de, bayan bir milletvekili, çıktı AK Parti’ye nazaran onurlu bayanın tanımını yaptı. Tacize, tecavüze, utanmazlığa maruz kalan bayanlar için, utanmadan, ‘Onurlu bayan bir sene beklemez, sonraki gün şikayet eder’ dedi. Yani bu arkadaş diyor ki; ‘Tacize, tecavüze uğrayan bayan susuyorsa, susmak zorunda kalıyorsa, onursuzdur’, ‘Aradan vakit geçtikten sonra konuşuyorsa, yeniden onursuzdur’. Milletin vekili olduğunu sav eden bir insanın kelamlarına bakar mısınız?” sözlerini kullandı.
Bunun ibretlik olduğunu kaydeden Akşener, “Bu arkadaşların siyaset anlayışında makbul olan liyakat değil, cehalet olduğundan, bilhassa, bilmedikleri, anlamadıkları hususlarda, üst perdeden konuşmayı beceri sayıyorlar. Doğrusunu anlatmak da, mecburen bizlere düşüyor. Bu arkadaşların, bilimle pek ilgileri olmadığını biliyoruz lakin psikologlar, araştırmacılar diyor ki; ‘Kadınların yaşadığı travma ne kadar ağırsa, ortaya çıkması da o kadar zordur’, ‘Toplum baskısı ne kadar ağırsa, bu hususları konuşmak da o kadar zordur.'” dedi.
Bir televizyon kanalında 7 Haziran 2015’te kendisine “eşini aldattığına” dair imalı bir iftira atıldığını anlatan Akşener şöyle devam etti:
“Buna ben susmadım, çok sert bir hal, tavır aldım, anında konuştum. Bu bayan milletvekilinin ‘Niye vaktinde konuşmuyorlar’ dediğini söylüyorum. Bana nazaran gök kubbeyi aşağıya indirmeye çalıştım. Sonra dördüncü gün sayın Erdoğan beni aradı. Bu ortada herkes sustu, içerden bilgi bu, şuradan bilgi. O vakit neyi gördüm biliyor musunuz; Arkadaşlarımız çok üzüldüler ancak bayandır, rencide olur mu diye sustular. Benim arkadaşlarım o denli sustu lakin başkaları ise ya doğruysa diye sustu. Sonra dördüncü gün sayın Erdoğan, beni aradı. Uzunca bir telefon konuşması yaptık. Ondan sonra AK Parti’nin içinden beşerler beni aradılar. Ancak sayın Erdoğan’ın aramasıyla birlikte o defteri kapatmamı beklemiş bu hanımefendiler, AK Parti bünyesinden bahsediyorum. Bunların muharrir, çizer ekibinin tamamı, ‘Bu Meral Akşener de ne yapmak istiyor. Bu kadar kâfi, Cumhurbaşkanı aradı. Bu bayan ne yapmak istiyor? Kâfi, sen bir bayansın, sus’ dediler ve yazdılar. Artık kalkıp da tecavüze, tacize uğrayan bir bayanın yahut çocuğu tecavüze yahut tacize uğrayan bir annenin çabucak konuşmamasını onursuzluk olarak nitelendiriyorsanız aynaya bakın sayınlar.”
Herkesin bu açıklıkta konuşamadığını lisana getiren Akşener, “Mesela şöyle olmuştu. ‘Çocuğun, oğlun var cinayet işlemesin. Kocan var şunu yapmasın. Abin var bu türlü olmasın. Uzatma büyütme Meral’ bu da dendi bana. Aileler bile devreye giriyor. Dostlar, arkadaşlar devreye giriyor. Herkes bir sağduyu timsali olarak o bayana ‘sus’ diyor. Susmadığın vakit da çirkeflikle suçlanıyorsun.” dedi.
Bütün dünyada, bayanlara yürek aşılayan bir “meToo” hareketi olduğuna işaret eden Akşener, “meToo” hareketinin, toplumun baskısından korkan, binlerce taciz mağduru bayana cüret verdiğini söyledi.
Bu hareketin, 10 yıldır, 20 yıldır saklanan taciz olaylarının ortaya çıkmasına vesile olduğunu anlatan Akşener, “Ama tüm bunlar, torunu yaşındaki bir bayan siyasetçiye, sadece kendinden değil diye, ‘vitrin süsü’ diyebilen bir genel lider ve onun meclis küme başkanvekilinin umurunda bile değil. Ne kadar acı değil mi? Meğer bizlerin misyonu, bayanları, uğradıkları felaketlere karşı cesaretlendirmektir. Haklarını aramaları için cesaretlendirmektir. Şikayet edeni onursuz ilan ederek, bir travma daha yaşatmak değildir. Vicdan bunu gerektirir. Ahlak bunu gerektirir. Ve birebir vakitte onurlu siyaset bunu gerektirir.” değerlendirmesinde bulundu.
NTV
